Seyit Suleyman
Seyit Süleyman1
Sefa geldin dost bağının bülbülü
Merhaba sevdiğim hâne sizindir
Himmet et, açılsın ednanın dili
Merhaba sevdiğim hâne sizindir.
Şeriatta şu senindir,bu benim
Tarikatta ne senin var, ne benim
Ermişsin hakikate yoktur gümanım
Merhaba sevdiğim hâne sizindir.
Okuyup târikim görenim gelmiş
Şu garip halimden soranım gelmiş
Dört kitaptan dersim verenim gelmiş
Merhaba sevdiğim hâne sizindir.
İçip de katreden kananım gelmiş
Güferin meydana dökenim gelmiş
Perdesiz cihanı görenim gelmiş
Merhaba sevdiğim hâne sizindir.
Seyit Süleyman'ım yel nerden attı
Halis ustaz imiş, gevherin sattı
Gökte ararken yerde elimden tuttu
Merhaba sevdiğim hâne sizindir.
2
Ne nimettir dost cemalin görmesi
Açılsın muhabbet gülleri bugün
Hastalara şifa, dertlere derman
Melhem çalar dostun elleri bugün.
Vechinde okunur yüz ondört gûbra
Cihan taaccüpte, arifler ibda
Ne takatim kaldı kararda sabra
Kan ağlar didemin selleri bugün
Cennet-i âlâdan huri mi geldin
Şu iki cihanın nuru mu geldin
Onik'imamların biri mi geldin
Şad eyledin bizim elleri bugün.
Nideyim, bahçe mamur barım yok
Bir halden bilen sadık yârim yok
Sermayeden zarar, hiç bir kârım yok
Danışalım müşkül halleri bugün.
SÜLEYMAN cemali cemalde bulduk
Sabrettik, ameli kemalde bulduk
Hakikat bahrine yenile daldık
Bülbül olmuş dostun dilleri bugün.
4
Seher vakti bir figana dûş geldim
Zar eder sevdiğim bülbüle karşı
Güller kemal'ermiş sahra bezminde
Menekşe boynun eğmiş nergize karşı.
Nergızin boyası âşık terinden
Yanık durur, ayrı düşmüş yârinden
Cemi çiçek Ehlibeytin nurundan
Celbeder güzeller dil dik karşı.
Ehlibeyt Hak kelamın harç eder
Arif olan bu kelamı dere eder
Beyhudeler âmâ gelmiş, kör gider
Nâdî okur güzeller dil dile karşı
Muhabbet halinde gördük bu yolu
Kırklar Meydanında süzdük en gürü
Erenler meyinden içtik bir dulu
Aşk -t cevlan eder dostuna karşı.
SÜLEYMAN'a bu aşk verildi Hak'tan
Hak hâil değildir pâk olan paktan
Emrine mukim ol, sakın nahaktan
Cem olmuş erenler yol yola karşı
5
Seyrimde ararken çiğnimde buldum
Ne keremdir dostu ziyaret kılmak
Tecella,tevella,niyazbend oldum
Ne keremdir dostu ziyaret kılmak
Kur’an’a yakışır gerçeğin sözü
Zülfün kement etmiş, mahitap yüzü
Yusuf-Zeliha gibi ulaştır bizi
Ne keremdir dostu ziyaret kılmak
Mısır ellerinde Yusuf-u Kenan
Hiç mahrum olur mu inanıp kanan
Beytullah üstünde balkıyıp duran
Ne keremdir dostu ziyaret kılmak
Beytullah'da Fahr-ı Âlem nuruna
Rengi al-kırmızı taçlar vuruna
Yolumuz uğradı hûplar pirine
Ne keremdir dostu ziyaret kılmak
SÜLEYMAN'ım Pir’e eyle niyazı
O bize gösterir sünneti, farzı
Gözümün hasreti, gönlümün arzı
Ne keremdir dostu ziyaret kılmak
6
Benim arzumanım sensin ezelden
Ervahı ezelden Pir sefa geldin
Gönül ayrılır mı böyle güzelden
Onik’imam nesli er sefa geldin
Makamında gördüm Kaf ile kühü
Üçüncü elekte yedinci safı
Gerçeklerde vardır noksanın affı
Küfrümüz imana say sefa geldin
İlm-i Cavidanı okuyan sensin
Hakikat matahın dokuyan sensin
Bülbül olup gülde şakıyan sensin
Ednaya hırka şal sefa geldin
Cahiller katline yazma fermanı
Gerçeklerde vardır derdin dermanı
Yine katerlendi aşkın kervanı
Matahın tazesin var sefa geldin
Evvel farzdır bir ustaza varması
Şu fani dünyada ebsem olması
Der SÜLEYMAN'ım pir’e secde kılması
Ervahı ezelden nur sefa geldin
7
Dost gelip hâneye mihman olunca
Duman başımızdan kalkmaz da neyler
Bir can kuduretten ilmin alnca
Gevherin meydana dökmez de neyler?
Kuduretten dersin alır okursa
Bülbül olup gül dalında şakırsa
Yetmiş üçün gürühuna çıkarsa
Gevherin meydana dökmez de neyler?
Üç sünnetten yedi farza erince
Dört kapıdan kırk makama girince
Doksan bin kelama hâfız olunca
Kaynayıp kaynayıp coşmaz da neyler?
Şimdi insan Hakk'ı görse bağlanmaz
İblis igat etmiş, iman eylenmez
İlm-i ledün her yerlerde söylenmez
Îman kanat vurup uçmaz da neyler?
SEYİT SÜLEYMAN'ım aradığım burası
Sızıladı şu sînemin yarası
"Ved'Duhâ, vel'Leyl'i, Amme" sûresi
Dostun tarîkına konmaz da neyler?
8
Güvenme fâniye, hem mâsivâya[5]
Sonu yok, dünyayı terk eden bir gün
Evlat, devlet benim diye gam yeme
Malını yâd ele kor giden bir gün.
Niceleri menim diye boyladı
Ârif olan lâl-i gevher topladı
Hükmü, Taht-ı Sü!eyman'ı neyledi
Gemiyi ummana gark eden bir gün.
Ârifler özünü her dem sitemler
Gelin bu sözümü dinlen âdemler
Vefasız dünyaya yaptığın damlar
Tâcı, tahtı, köşkü kor giden bir gün,
Seyrede gör karanlığın yolunu
Vefasız dünyanın vardır ölümü
Burada aça gör cennet yolunu
Yalıncak dalkılıç harp eden bir gün.
Eriş bir gerçeğe özünü bağla
Zübdeyle sözünü, doğruyu söyle
SÜLEYMAN yüzünü sen turab eyle
Bir yâr bul, ağyarı kor giden bir gün.
9
Sıtkiyle bir duvazimam söylesen
Bilir misin ne kadardır sevabı
On iki bin altın sadaka versen
Onun ile beraberdir sevabı.
Şah Ali Haydar'ın eteğin tutsan
Hasan, Hüseyin'den Zeynel'e yetsen
On iki bin açığa libas girdirsen
Onun ile beraberdir sevabı.
Bâkır'a, Câfer'e nişan kondursan
Caht eyleyip hemen iyi dedirsen
On iki bin aça taam yedirsen
Onun ile beraberdir sevabı.
Musâ-i Kâzım'la deryada yüzsen
Hulki Rızâ ile kelâm söylesen
On iki bin köle âzat eylesen
Onun ile beraberdir sevabı.
Takî, Nakî uykusundan uyansa
Gerçek erler özün hardan ayırsa
On iki bin koyun kurban eylese
Onun ile beraberdir sevabı.
Al'askerî gam yüküne dayansa
Mehdî doğup, gerçek erler uyansa
On iki bin şehit kana boyansa
Onun ile beraberdir sevabı.
SEYİT SÜLEYMAN'ım dîvanda dursa
Arşta yazılıdır, bakanlar görse
On iki bin hacı ile yüz sürse
Onun ile beraberdir sevabı
Seyit Süleyman