Alevi, deyişleri, nefesler, niyaz, hak, yedi ulu aşık, Aşık Bektaş Yıldız, Aşıkı, Aşık Veli, Deli Boran, Geredeli Aşık Dertli, Dertli Divani, Dertli Fakir, Derviş Ali, Derviş Edna, Diveli Mehemmed, Esiri, Fedai (Çorumlu), Garibi, Harabi, İbrahim, İbreti, Kemteri, Kul Arif, Kul Fakır Ali, Kul Himmet Üstadım, Kul Hüseyin, Mecnuni, Meluli, Noksani, Remzani, Sadık Baba, Sefil Ali, Seyit Süleyman, Sıdkı Baba (Aşık Pervane), Turabi Akbal, Visali, Yanyatan (Ali Belli), Amasyalı Fedai Baba, Miraçlama Örnekleri, Duaz-ı İmam Örnekleri, Mustafa Kemal Atatürk, Hünkâr Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa, Yunus Emre, Hallacı Mansur, Teslim Taşı, Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı Alevi Belgeseli, Zakir, On iki imam, Hacı Bektaş Veli Evlatları, Ahmet Cemalettin Çelebi, Balım Sultan, Bektaş Çelebi (Şiri), Feyzullah Çelebi- Feyziya, Güzide Ana - Katibi, Hamdullah Çelebi- Hasreti, Hüseyin Fevzi - Çelebi (Ulusoy), Seyyid Ali Sultan, Veliyettin Çelebi- Hürremi, alevi-deyisleri-nefesler - Aşığın Sözü Kuran'ın Özü, Telli Kuran, Postnişin, Bektaşi, Nefes, Erkan Çanakçı, Amasya, Tokat, Zile, Çorum, Şanlıurfa, Adıyaman, Alevi Deyişleri Nefesler - Sefil Ali

Alevi Deyişleri Nefesler

Sefil Ali

SEFİL A
HAYATI

Âşık Sefil Ali, Çorum ili Boğazkale ilçesine bağlı Yazır köyünde 1847 de doğmuştur. Âşığın doğduğu Yazır köyü Sungurlu ilçesine bağlı iken Boğazkale’nin ilçe yapılması ile 1987 yılında Boğazkale’ye bağlanmıştır. Âşığın soyu Türkmen boylarından olup, Deveci oğulları olarak anılan bir sülaleden gelmektedir. Sefil Ali’nin köylüleri yağmur duası için Çorum Sungurlu ilçesinde Aygar Dağı’nın zirvesinde düz bir alan üzerinde bulunan Nöbeti Baba türbesine kurban götürmüşler. O gün Ali de kurbana gitmek istemiş, fakat babası Ali’yi kurbana göndermemiş. Beraber sığırları güdelim, ne yapacaksın kurbanda demiş. O gün sığır gütmeye İbik Çam denilen yere gitmişler. Babası türbeye çıkmış Ali ise sığırları çeşmeye indirmiş. Çeşmenin başında uyuya kalmış. Rüyasında oraya büyük bir kazan kurmuşlar ve Seyit Ali Sultan (Kızıl Deli)   rüyasında Ali’ye o kazandan bir dolu içirmiş. Ali’nin sırtını ve gözlerini sıvazlayıp , “Benim yerim Kırşehir Hacıbektaş” demiş, gözden kaybolmuş.  Ali uyanınca kendinde bir başkalık hissetmiş. Bu arada babası Ali’ye sığırları topla diye bağırmış. Ali değneğini saz edip etraftaki dağları, türbeleri sayarak deyişler söylemeye başlamış. Babası, Ali’nin bu durumundaki ani değişikliği fark etmiş, bu çocuk delirdi diye köyün dedesine götürmüş. “ Dede bu çocuğa bir haller oldu, kendi kendine bir şeyler söylüyor ” demiş. Dede, Ali’ye söyle bakalım deyince Ali, deyişler söylemeye başlamış. Dede “bu çocuğun üstüne varmayın bu delirmemiş, yetilmiş” demiş. Ali bu şekilde âşık olmuş. 
Sefil Ali küçük yaşta zuhur eden bir salgın hastalıkta anne ve babasını kaybetmiştir. Köye sığırtmaç duran küçük Ali bir zaman köyde çobanlık yaptıktan sonra bir gün akşam köye dönünce, mal sahiplerine, “Ben artık sığırlarınızı otlatmayacağım, kendinize başka bir sığırtmaç bulun”demiş. Ertesi gün köyden Çorum’a gelip kendine bir saz temin etmiş. Kendi kendine saz çalmayı öğrenip şiirler söylemeye başlamış.  Ömrünü dostları ile muhabbetlerle geçiren Sefil Ali, altmış yaşlarında iken 1907 yılında bu dünyadan göç etmiştir. Kabri doğduğu köy olan Yazır köyündedir.  Deyişleri Araştırmacı Yazar Mehmet Çevik tarafından uzun süren bir çalışma sonunda titizlikle derlenerek 2007 yılında kitap haline getirilerek “Âşık Sefil Ali Hayatı Deyişleri” adı altında yayınlanmıştır.
 KAYNAK: Mehmet Çevik Web Sitesi (http://cevikmehmet.tr.gg/Asik-Sefil-Ali.htm)
 
DEYİŞLERİ
        
1
Şah-ı Merdan cûşa geldi sırrın aşikâr eyledi
Yağmuru yağdıran menim Ömer diye söyledi
Ol dem de şimşek balkıyıp yedi sema gürledi
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
 
Ömer vardı ol Muhammed katına dedi beyan
Ya Muhammed Ali midir arş yüzünde gürleyen
Çark-ı gerdün elindedir türlü hikmet eyleyen
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
 
Muhammed lisana geldi yektir Ali’m bir dedi
Hem evveli hem ahiri her şeye kadir dedi
Ali’ye şek getirenler mutlaka kâfir dedi
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
 
“Lahmike lahmi” buyurdu “cismim Ali demmike”
“Ali benim veçhim” dedi zülcelâl-ı rabbike
Hükmü baki adilham dir la ilahe gayruke
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
 
“Kün” deyince var eyledi on sekiz bin âlemi
Hem yazandır hem bozandır levh-i mahfuz kalemi
Cümle dertlerin dermanı yaraların merhemi
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
 
SEFİL ALİ’m akıl ermez hikmetine Ali’nin
Sarraf olan kıymet biçsin gevher ile lal’inin
Hem aşığa maşuk oldu aklın aldı delinin
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
 
2  
Ne acayip kulun var hey kadir Allah
Boş kervanı salmış yolu bulunmaz
Ben sofuyum diye meydana çıkar
Bir hayır amelde eli bulunmaz
 
Meydana gelmişte beli bes diyor
Toplamış haramı kazancım has diyor
Haktan haberi yok cennet istiyor
Pirsiz şu cennetin yolu bulunmaz
 
Tazece kesildim akçayım diyor
Erenler elinde bohçayım diyor
Dört duvarı mamur bahçeyim diyor
Meyvesi bitecek dalı bulunmaz
 
Kime sorsam hakkın yâriyim diyor
Lokmanım yarayı sarayım diyor
Her çiçekten aldım arıyım diyor
Boş tutmuş kovanı balı bulunmaz
 
SEFİL ALİ’m hakkın binasın yıkma
Kulda kusur çoktur kusura bakma
Ali ismi çoktur hep delip takma
Benim aradığım Ali bulunmaz
  
3
Yas-u matem günü doğdu, dolunur
Ağla gözler İmam Hüseyin aşkına
Derdimize derman orda bulunur
Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
 
Ağla, bu günlerde gözünü silme
Ab-ı revan eyle, zay olur sanma
Aç gözün gafletten sen, gafil olma
Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
 
Hüseyin’e türlü zahım verdiler
Taze iken gonca gülün derdiler
Ah, edip melekler saçın yoldular
Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına  
 
Yaktılar ciğerim, attılar nâra
Dünyada, ahrette yüzleri kara
Bir su vermediler gül yüzlü yâra
Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
 
On’iki imamları düşürdün kana
Çok figan eyledi Şehiban Ana
Yas-u matem günü mümin olana
Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
 
Ehl-i Beyt ismini kaldırak, dedi
Dünyayı, ahreti saymadı adü
Siyah zülfün alkanlara beledi
Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
 
Hasan, Hüseyin de Tanrı’nın dostu
Lânet Yezit ona eyledi kastı
Mervan soyu sürban ellerin kesti
Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
 
Ebul Kasım düğmelerin çözmedi
Seyyit Zeynep al valasın bozmadı
Fatma Ana ciğerciğin közledi
Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
 
SEFİL ALİ’m onlar şehit Hak içün
Canım kurban Hüseyin-i pak içün
Rûz-ı mahşerde cömert sâki içün
Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
  
 
Ben yârimi gördüm aşk pazarında
Cihan yârin bir teline az gelir
Cümle âlem olsa ahu zarında
Yine yârin bir teline az gelir
 
Mısır ülkesine etseler sultan
Deseler ki senin olsun şu cihan
Yüz bin deve yükü cevahir mercan
Yine yârin bir teline az gelir
 
Yüz bin Arap yüz bin hem acem kızı
Yüz bin huri olsa mahitap yüzü
Versen Gürcistan’ı versen Tiflis’i
Yine yârin bir teline az gelir
 
İstanbul şehiri ve saltanatı
Yüz bin Arap yüz bin küheylan atı
Şu dünyanın tacı tahtı devleti
Yine yârin bir teline az gelir
 
SEFİL ALİ’m bir yâr sevdim cihanda
Emsali bulunmaz kevn-u mekânda
Yüz bin âşık methin etse zebanda
Yine yârin bir teline az gelir 
 
 
5
Bir çift keklik gördüm çekilmiş sarpa
Ayrılmaz eşinden gezer ikisi
Biri nazlı ferik bir ‘ondan körpe
İnciyi mercanı dizer ikisi
 
Birini benzettim servi dalına
Birini benzettim cennet gülüne
Defteri kalemi almış eline
Hünkâra arzuhal yazar ikisi
 
SEFİL ALİ’m güzeller var ellerde
Altın kemer kuşalıdır bellerde
Güvel ördek gibi derin göllerde
Çırpını çırpını yüzer ikisi
 
6
Muhabbet çırağın yakan Ali’dir
Aşığım didara pervane gibi
Cümle vücut içre bakan Ali’dir
Aşığım didara pervane gibi
 
Bağ ve bostan olmuş gülleri Ali
Öter bülbül olmuş dilleri Ali
Desti kudret olmuş elleri Ali
Aşığım didara pervane gibi
 
Ali Aba ile dost beyan olur
Kırklara dara durur hak ayan olur
Kemerbest olur çün üryan olur
Aşığım didara pervane gibi
 
SEFİL ALİ’m eder meydan Ali’dir
Selman ile cevlan eden Ali’dir
Erenler sultanı merdan Ali’dir
Aşığım didara pervane gibi
 
 
7
Gayriye nazar kılma âdeme bak
Nefsin öldür vech-i ferman sendedir
Vücudun Mushaf-ı kübra iyi bak
Cemale bak nur-u Rahman sendedir
 
Tefekkür eyle ki ezel ne idin
Sulb-u pederinde bir meni idin
Hakk’a mirat oldun bir izi idin
Her ne ki ararsan cümle sendedir
 
Her ne yaratılmış kevn-ü mekânda
Pak eyle kalbini kalma gümanda
Gayriye nazar kılma cümlesi sende
Sebb-ül mesan ümm-ül Kur’an sendedir
 
Ol Hakk’ın vücudu genc-i pinhandır
Her zerre varlığın delil burhandır
Yine bu hazine sende ayandır
Künt-ü kenzi mahfi Allah sendedir
 
SEFİL ALİ’m ikrarım Ali evlada
Şahadet getirmişim kalu belada
Maksadım haşrolmak taht-ı livada
Çünkü  iman ikrar  biat sendedir
 
8
Dün gece kırkların cemine girdim
Gördüm oturuyor bir veliyullah
Niyazbend olup da darına durdum
Sürdüm yüzlerimi elhamdülillah
 
Bir dolu verdiler alda iç deyi
Bu dünyanın lezzetinden geç deyi
Bir kitap açtılar oku seç deyi
Erilmez manasına sırr-ı sırrullah
 
Ledün kitabından dersimi aldım
Manası acayip ben hayran kaldım
Doksan bin kelamdan yedi harf aldım
Göründü gözüme künt-ü kenzullah
 
Balım Sultan bu meydanda hâk idi
Tekbir aldı yedullahı okudu
Muhabbette bülbül gibi şakıdı
Açtı can gözümü el şükürullah
 
Bu SEFİL ALİ’ye bir dolu sundu
Zahirde batında Ali’dir kendi
Ay iki şak oldu dizine indi
Piri böyle gördüm hem vallah billâh
 
 9
Er olanlar serden, baştan geçtiler
Seven böyle sever onik’imamı
Kelleler kesip kanlar saçtılar
Seven böyle sever onik’imamı
 
Hak, Muhammed, Ali ol nuru vahit
Zira sırrımıza eremez zahit
Erenlere serin verdi Hür Şehit
Seven böyle sever onik’imamı
 
Okudu İncil’i, gördü düşünü
Akıttı gözünden kanlı yaşını
Keşiş verdi yedi oğlunun başını
Seven böyle sever onik’imamı
 
Mümin olan bir katara düzüldü
Yalancılar ikrarından üzüldü
Seyit Nesimi diri diri yüzüldü
Seven böyle sever onik’imamı
 
Şaye oldu dilden dile duyuldu
Onsekiz bin âlemlere yayıldı
Viran abdal diri diri kıyıldı
Seven böyle sever onik’imamı
 
Elif Allah, Mim Muhammed okundu
Gökten yere nurdan direk dikildi
Mansur Enel Hak dedi dara çekildi
Seven böyle sever onik’imamı
 
SEFİL ALİ’m sev onları halinen
Onlar da sevilmez yalan dilinen
Evladınan, kelleyinen, malınan
Seven böyle sever onik’imamı
 
10
 
Muharremde oruç tutmayan fakı
Meclisten dışarı hayvan sayılır
Bilirim ki onun ervahı sakı
Ehl-i irfan içinde şeytan sayılır
 
Mümindir sorgusuz Sırat’ı geçen
Mahrum kalmaz gözlerinden kan saçan
Din hatır etmeyip suları içen
Ali’ye kast etmiş Mervan sayılır
 
Yas-u matem tutsun bu hali duyan
Ayrılmaz didardan katara uyan
Muharrem’de rakı içip et yiyen
Hem Nakıs İbn-i Mülcem sayılır
 
Gelin yas-u matem tutak yarenler
Enel Hak dedi cümle erenler
Ayn-el Hakk’ı kalp evinde görenler
Ayrı değil Şah-ı Merdan sayılır
 
Ne bilsin matem ayını Harici
Bir gün yamacına gelir sorucu
On iki ayda yas-u matem orucu
Tutarsan kadana kalkan sayılır
 
Zaya gitmez özü candan ağlayan
Çıkarıp akları kara bağlayan
Şah Hüseyin deyip ciğer dağlayan
Mahşer günü ehl-i iman sayılır
 
Cem olup mürşidin destine yeten
Nara yanmaz imiş yoluna giden
İtikat olmayıp ta ar için tutan
O da kabul olmaz güman sayılır
 
SEFİL ALİ’m işi harap dünyanın
Lanet olsun ol soyuna Mervan’ın
Muharremde oruç tutmayan insanın
Dünyada durduğu ziyan sayılır.


 
Çorumlu Aşık Sefil Ali, Zefil Ali,Yazır Köyü Sefil Ali, Yazırlı Sefil Ali, Hak Aşığı Sefil Ali
Bugün: 25
Toplam Ziyaretçi: 439137
.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol