Alevi, deyişleri, nefesler, niyaz, hak, yedi ulu aşık, Aşık Bektaş Yıldız, Aşıkı, Aşık Veli, Deli Boran, Geredeli Aşık Dertli, Dertli Divani, Dertli Fakir, Derviş Ali, Derviş Edna, Diveli Mehemmed, Esiri, Fedai (Çorumlu), Garibi, Harabi, İbrahim, İbreti, Kemteri, Kul Arif, Kul Fakır Ali, Kul Himmet Üstadım, Kul Hüseyin, Mecnuni, Meluli, Noksani, Remzani, Sadık Baba, Sefil Ali, Seyit Süleyman, Sıdkı Baba (Aşık Pervane), Turabi Akbal, Visali, Yanyatan (Ali Belli), Amasyalı Fedai Baba, Miraçlama Örnekleri, Duaz-ı İmam Örnekleri, Mustafa Kemal Atatürk, Hünkâr Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa, Yunus Emre, Hallacı Mansur, Teslim Taşı, Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı
Alevi Belgeseli, Zakir, On iki imam, Hacı Bektaş Veli Evlatları, Ahmet Cemalettin Çelebi, Balım Sultan, Bektaş Çelebi (Şiri), Feyzullah Çelebi- Feyziya, Güzide Ana - Katibi, Hamdullah Çelebi- Hasreti, Hüseyin Fevzi - Çelebi (Ulusoy), Seyyid Ali Sultan, Veliyettin Çelebi- Hürremi, alevi-deyisleri-nefesler - Aşığın Sözü Kuran'ın Özü, Telli Kuran, Postnişin, Bektaşi, Nefes, Erkan Çanakçı, Amasya, Tokat, Zile, Çorum, Şanlıurfa, Adıyaman,
Alevi Deyişleri Nefesler - Mansur
Mansur
Hallacı Mansur
"Enel Hak"
HAYATI
Hallac-ı Mansur MS 856 yılı Ağustos ayında bugünki İran'ın Tur yöresinde doğmuştur. Esas adı Ab’i Mugis al- Husayn Bin Mansur ol Bayvaz’dır. Hallac ismi mesleğinden gelmedir. Yıkanmış temizlenmiş yünü ayıklayan tarayan ve eğrilmeye hazir hale getiren ustaya Hallaç denilir.
Babası ailesiyle Dicle yakınlarına, Araplar tarafından kurulmuş bir yerleşim bölgesi olan Vasıl'a yerleşir. Hallac burada Farsçayı unutur. 12 yaşında hafız olur. Önce sufi Zahl at-Tustari'nin daha sonra da Amr al-Makki ve Cüneyd Bağdadi'nin talebesi olur. Hocalarıyla fikir ayrılığına düştüğü için onlardan ayrılır.
Hallac, katı görüşlü müslümanları şoka uğratan radikal görüşleri sebebiyle göze batar. Hallac'ın Tanrı'da eriyip yok olmak anlamında söylediği, "Enel Hak yani Ben Tanrının ta kendisiyim" (Ana l-haqq انا الحقّ) sözü sebebiyle içinde Allah'ın 99 sıfatından biri olan "hak" da geçtiği için 912 yılında tutuklanır ve uzun yıllar hapis kalır. Alenen işkence edildikten sonra, vucudundaki tüm deri kesilir (Bir kuzunun kesiminden sonra postunun çikarmasi benzeri) yarı canlı haça gerilip halka teşhir edildiğinin ertesi günü ölür.