Alevi, deyişleri, nefesler, niyaz, hak, yedi ulu aşık, Aşık Bektaş Yıldız, Aşıkı, Aşık Veli, Deli Boran, Geredeli Aşık Dertli, Dertli Divani, Dertli Fakir, Derviş Ali, Derviş Edna, Diveli Mehemmed, Esiri, Fedai (Çorumlu), Garibi, Harabi, İbrahim, İbreti, Kemteri, Kul Arif, Kul Fakır Ali, Kul Himmet Üstadım, Kul Hüseyin, Mecnuni, Meluli, Noksani, Remzani, Sadık Baba, Sefil Ali, Seyit Süleyman, Sıdkı Baba (Aşık Pervane), Turabi Akbal, Visali, Yanyatan (Ali Belli), Amasyalı Fedai Baba, Miraçlama Örnekleri, Duaz-ı İmam Örnekleri, Mustafa Kemal Atatürk, Hünkâr Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa, Yunus Emre, Hallacı Mansur, Teslim Taşı, Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı Alevi Belgeseli, Zakir, On iki imam, Hacı Bektaş Veli Evlatları, Ahmet Cemalettin Çelebi, Balım Sultan, Bektaş Çelebi (Şiri), Feyzullah Çelebi- Feyziya, Güzide Ana - Katibi, Hamdullah Çelebi- Hasreti, Hüseyin Fevzi - Çelebi (Ulusoy), Seyyid Ali Sultan, Veliyettin Çelebi- Hürremi, alevi-deyisleri-nefesler - Aşığın Sözü Kuran'ın Özü, Telli Kuran, Postnişin, Bektaşi, Nefes, Erkan Çanakçı, Amasya, Tokat, Zile, Çorum, Şanlıurfa, Adıyaman, Alevi Deyişleri Nefesler - Meluli

Alevi Deyişleri Nefesler

Meluli

Meluli

1892 - 14 Kasım 1989. Afşin’in Kötüre köyünde doğdu. Melûli'nin göbek adı Karaca, resmi adı Hüseyin, soyadı Erbil'dir. 7-8 yaşlarında köyündeki bir hocadan Arapça okuma yazma öğrendi. 10 yaşlarında Afşin’de Ermeni aile dostlarının yanına gönderildi. 20 yaşlarına dek Ermeni okulunda eğitim gördü. Arapça, Ermenice, matematik ve edebiyat dersleri aldı.
 
Şiir ve edebiyata ilgisi de daha çok bu dönemde gelişti. Yöresindeki birçok aşığın yanı sıra, kaynaklara geçmiş başka aşıkların da şiirlerini öğrenerek kendini geliştirdi.Öğrenciliğinden sonra, tümü dedegan olan akraba ve köylülerinden uzaklaşır, günlük rutin işlerinden artan vaktini evinde geçirir, tasavvufi ve felsefi eserler okur. En çok da Bayezid-i Bistami, Cüneyd-i Bağdadi ve Hacı Bektaş'ın düşüncelerini benimser ve nefsinde uygulamaya çalışır. Melûli, önce şeriatı dışarıda bırakıyor, kalan üç kapıyı şöyle yorumluyor:
 
Tarikatta birlik gerek 
Marifette dirlik gerek 
Hakikatte erlik gerek 
Benliği atan er olur
 
Budur ahkamı bu yolun, 
Bir olmalı canın malın 
Yasaktan kesilsin dilin 
Dilini tutan er olur
 
Sonra şeriat kapısını ve sevgiyi ekliyor:
Şeriatta okuyunuz kitabı 
Tarikatten anlayamaz yabani 
Marifete tamam verin hesabı 
Hali hakikati kimse duymasın
 
Varlıklı bir insan olan babasının haksızlıklarına dayanamayarak eşiyle birlikte köyünü terk etti. Ortadoğu’nun çeşitli yerlerini dolaştı, değişik insanlarla ve aşıklarla tanıştı.
 
Aşık Meluli, şiirlerinde insan ve sevgi öğesini öne çıkardı. Ancak politik taşlamalardan tasavvufa dek her konuyu ele aldı.
 
Birçok sanatçı tarafından bestelenen şiirlerinin bir bölümünü Latife mahlasıyla yazan Meluli’nin eserleri değişik gazete, dergi ve araştırmalarda yer aldı.
 
Meluli’nin yaşamı ve şiirlerine ilişkin ayrıntılı bir araştırma, torunları Latife Özpolat ve Hamdullah Erbil tarafından »Melûli Divanı ve Aleviliğin, Tasavvufun, Bektaşiliğin Tarihçesi« (1992) adıyla yayımlandı.
 

Yararlanılan Kaynaklar:
Bekir Karadeniz,1900'den 2000'e Halk Şiiri
Aşık Daimi Facebook Sosyal Medya Hesabı
turkuler.com

Deyişleri
 
1
Girdab-ı belaya düşünce başım 
Başımdan dağıldı yâranım eşim 
Bana sadık kalan tek bir yoldaşım 
Aşk oldu benimle ölene kadar
 
Yüze gülen dostlar çıktı meydana
Arayıp buldular yüz bin bahane
Hulus-i kalp ile sarılan bana
Aşk oldu benimle ölene kadar
 
Yıkılmış gönlümün mimarı olan
Benimle ağlayıp benimle gülen
Ahd-ı ikrarına vefalı kalan
Aşk oldu benimle ölene kadar
 
MELULİ'den başka bir dost tutmayan
Meyli muhabbete leke katmayan
Azrail' de gelse perva etmeyen
Aşk oldu benimle ölene kadar
 
2
Çok göresim geldi nazlı nigarım
Niçin söylemiyor bilmem dillerin
Bülbül gibi arttı ah-u figanım
Niçin açılmıyor bilmem güllerin
 
Talihim bozuktur ne deyim sana
Tazeleme derdim yazıktır bana
Yolun mu uğradı yoksa yabana
Niçin tebdil olmuş bilmem hallerin
 
Muhabbet neşesi gitmiş yüzünden
Doyulmazken şive ile nazından
Aşk pınarı sel olurken gözünden
Niçin akmaz olmuş bilmem sellerin
 
Aldanma bu güzel fani cihana
Ecel camın içirirler her cana
Sarılırken beyaz kollar gerdana
Niçin kalkmaz olmuş bilmem kolların
 
Bu fakir MELULİ sana duacı
Hayır görmem bundan ey başım tacı
O güleç yüzlerin ne kadar acı
Niçin zehir olmuş bilmem balların
 
3
O ahd-ü peymanımızı
Unutma dilber unutma
Geçen tatlı günümüzü
Unutma dilber unutma
 
Yüzün acise ölürüm
Şaşırır deli olurdum
Bu can senindir bilirdim
Unutma dilber unutma
 
İncittimse her ne kadar
Aramızda bir ikrar var
Görüp sevinmesin ağ yar
Unutma dilber unutma
 
İki gözüm ağlıyor kan
Suçum çoktur bağışla sen
Ecel gelir ölürsem ben
Unutma dilber unutma
 
MELULİ'n adına kurban
Zikri fikri sensin her han
Senin için bu da bir şan
Unutma dilber unutma
 
4
"Ey hoca! tanrı bir, şirkimiz yoktur
Şeytan gizleyecek kürkümüz yoktur
Cehennem narından korkumuz yoktur
Biz ateş-i aşka yananlardanız
 
Mürşit meydanında mahşer kurulur
Bacı kardeş bir araya derilir
Hayrımız şerimiz burda sorulur
Her hesabı burda verenlerdenız
 
Parayı put edip tapan deyiliz
Hakikat yolunda sapan deyiliz
Havlayıp insanı kapan deyiliz
İnsanız insanı sevenlerdenız
 
MELULİ'yim kıblem kamil insandır
Kamil insanı kalbi beyti rahmandır
Secde etmeyenler şeksiz şeytandır
Ona lenet eden erenlerdeniz





 
 
Bugün: 87
Toplam Ziyaretçi: 446798
.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol